ANAKSİMENES

Felsefeye bir bakış

6.bölüm: Doğa Filozofları 4

ANAKSİMENES

Yazan: Onur Çoban



"Nefes…”
           
Felsefe tarihinde dönüm noktası olarak görülen, Miletli Doğa Filozoflarının üçüncüsü olan Anaksimenes, felsefe ile bilimi bir arada götüren, önemli bir isim olarak bilinir.
Anaksimenes’in yaşamı hakkında bilgi çok azdır. Kendisi hakkında bilinen en önemli şey, onun Anadolu’da bulunan Milet (Miletos) şehrinde dünyaya geldiğidir. Doğum tarihi çeşitli kaynaklarda farklı gösterilse de, yaklaşık olarak M.Ö. 570-585 yılları arası kabul edilir. Ölüm tarihi ise M.Ö. 525 olarak bilinir. Hayatını Milet şehrinde sürdüren Anaksimenes, Thales’in öncüsü olduğu Milet okulunun bir üyesidir. Bu okulun üyesi Anaksimandros’un öğrencisi olarak kabul edilir. Daha önceki bölümlerde bahsettiğimiz gibi Thales ve Anaksimandros’un doğa anlayışını doğrudan sahiplense de, onlardan farklı bakış açılarına da sahip olmuştur.
Batı kaynaklarında Anaximenes of Miletus olarak geçen filozof, bu sayede eski Yunan’da yaşayan diğer bir Anaksimenes’ten ayrılır. Filozof Anaksimenes’ten yaklaşık 200 yıl sonra yaşayan Lampsakoslu Anaksimenes, Büyük İskender döneminde yaşamış, ünlü bir tarihçiydi.



Miletli Filozof Anaksimenes, bir bilim adamı ve filozoftu. Bu iki disiplini bir arada sürdürmüş olması, onun düşünce sistemini doğrudan etkilemiştir. Anaksimenes, dünyayı mitlerle değil, bilimle açıklama anlayışına sarılmıştır. Doğa filozoflarının genel bir özelliği olan bu yapı, deney ve gözlemlerle desteklenmesi bakımından önemlidir. Bu sayede sadece akıl yürütme değil, aynı zamanda somut bir takım gerekçelerle de dünya, “açıklanmaya” çalışılmıştır. Anaksimenes de düşüncelerini ortaya koyarken hep bu çizgiyi benimsemiştir. Ancak bunu yaparken hocası Anaksimandros ve Milet okulunun kurucusu olan Thales gibi “Arkhe” yani evreni oluşturan ilk maddeyionurcoban.com bulmayı hedeflemiştir. Kendinden öncekiler gibi Anaksimenes, evrenin bir yapı taşının varlığına inanıyordu. Ona göre bu temel “şey” evrenin oluşumuna katkıda bulunmuştu. O halde bu Arkhe’yi bulmak, birinci öncelikti. Anaksimenes, Thales’in ortaya koyduğu “su” ve Anaksimandros’un ortaya attığı “Sonsuzluk” kavramlarını kabul etmedi. Ona göre bunların hiç biri temel kavram olamazdı. Anaksimenes, temel madde olarak “aer” kavramını ortaya attı.
Aer, genel olarak “hava” olarak kabul edilir. Ancak daha çok, buhar, buğu hatta nefes ve ruhu da çağrıştırır. Anaksimenes’e göre evrendeki her şey Aer, yani havadan oluşmuştur. Canlıların yaşamasını sağlayan, maddelerin oluşumu için gerekli olan temel öğe, havadır. Anaksimenes, bunu şöyle açıklar:
Hava, evrende farklı nem oranlarında var olur. Havanın en doğal ve en eşit biçimde yer aldığı ortam, atmosferdeki havadır. Canlılar bu havayı soluyarak yaşamlarını sürdürürler. Ancak hava sadece bu şekilde durmaz. Hava zamanla yoğunlaşarak buğu ve bulutu, daha da yoğunlaşarak suyu ve yağmuru meydana getirir. Hatta bir noktadan sonra iyice sertleşerek katılaşır. Toprağı ve taşları oluşturur. Aynı şekilde hava, seyrekleşe de bilir. Hava seyrekleştikçe ateşe dönüşür. Bu sayede tüm temel maddeler havanın şekil değiştirmesiyle gerçekleşir.



Bu düşünce günümüz için hatalarla dolu olsa da oldukça şaşırtıcıdır. Fizik biliminde gördüğümüz yoğunlaşma ve genleşme gibi kavramların temelini Anaksimenes’te görürüz. Filozof, maddenin sıkılaşabileceğini veya gevşekleşebileceğini belirtmiştir. Bu evrendeki cisimlerin değişebileceği anlamına gelir. Bu açıdan evrim kuramına da dolaylı olarak göz kırpar. Günümüzde suyun buharlaşması ve yoğunlaşarak yağışların gerçekleşmesi, maddenin deviniminin, güzel bir örneğidir. Anaksimenes, bu doğa olayına çok yaklaşsa da, havaya verdiği önem bunu tam olarak gerçekleşmemesine neden olmuştur.www.onurcoban.com
Hava, sadece bir madde değildi. Aynı zamanda soyut bir anlayışı da temsil ediyordu. Anaksimenes, havanın canlı varlıkları ayakta tutan şey olarak görmekteydi. Bu nokta da felsefe ruh kavramıyla içli dışlı oldu. İnsan bedeninin içinde bulunan ve onun davranışlarına yön veren ruh kavramı, Aer ile eş değerdi. Aer yani hava, insan vücudunda yer alır, onun canlılığını sağlar, ölümünden sonra bile sonsuzluğunu korurdu. Bu anlayış, havayı, Tanrısal bir önemle kutsamaktaydı. Nefes aldığımız sürece havayı içimize almakta, varlığımızın kaynağını özümsemekteyiz…
Anaksimenes, kavramsal olarak Thales’e daha çok benzer. Somut bir kavram olan “suyu” yapı taşı olarak gören Thales gibi, Anaksimenes’te havayı Arkhe olarak görür. Oysa hocası Anaksimandros ise soyut bir biçimde Aperion yani sonsuzluğu savunmuştur.www.onurcoban.com Bu açıdan birçok düşünür, Anaksimenes’in felsefe tarihi için bir geri adım olduğu konusunda hem fikirdir. Daha geniş bir düşünce arayışı yerine yeniden gözlemlenebilir bir maddeye dönmek felsefenin çizgisel ilerleyişini bozmaktadır. Buna rağmen yüzyıllar boyunca Anaksimenes, Anaksimandros’tan daha saygın bir filozof olarak görülmüştür. Özellikle ruh üzerine yaptığı düşünceler, ortaçağ felsefesi sırasında dikkat çekmiştir. Batı ve Doğu filozofları, yüzyıllar sonra metafizik öğelere yakın olan bu kavramı sıklıkla düşünce sistemlerine yerleştirmişlerdir.
Anaksimenes, aynı zamanda bir bilim adamıydı. Özellikle yıldızlar ve gökyüzü hakkında çeşitli gözlemlerde bulunmuştur. Yine de yeryüzünün düz olduğunu ve havanın üzerinde yüzdüğünü varsaydı. Bir tencere kapağının, kaynamakta olan suyun buharının üzerinde durması gibi, yeryüzü de buhar veya havanın üzerinde durmaktaydı. Yıldızlar ve Güneş, doğaüstü varlıklar değildi. Hava sayesinde oluşmuş maddelerdi. Anaksimenes, özellikle gökkuşağı, yakamoz ve depremlerle ilgili çalışmalar yapmıştır. Bunların doğa ile açıklanabileceğini söylemiştir.www.onurcoban.com
Anaksimenes, kimilerine göre felsefede bir geri adım, kimilerine göre ortaya attıkları nedeniyle bir odak noktasıdır. Ancak ne olursa olsun, Doğa Filozofları arasında önemli bir yeri olduğu gerçektir. Özellikle yoğunlaşma konusunda ortaya attığı düşünceler, kendisinden sonra gelen isimlere örnek oluşturmuştur.
 ONUR ÇOBAN


Yazının diğer bölümleri için tıklayınız: Felsefeye bir bakış-Giriş-

.


1 yorum:

  1. Apeiron soyut değil, somut bir kavrramdır. Yunan dünyasında soyut kavramın izleri ilk Sokrates ile ortaya çıksada bunu ortaya çıkaran esas kişi Platon'dur

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...