Melodram

MELODRAM

Batı tiyatrosunda, gerçek yaşamda olamayacak bir olay örgüsü içinde erdemli kişilerin kötülerin elinden çektiği acılan anlatan ve erdemin zaferiyle sona eren duygusal drama melodram adı verilir. Soylu kahraman, acı çeken kadın, taş kalpli hain gibi temel tipleriyle, karakter gelişiminden çok sansasyonel olaylara ve gösterişli sahne düzenlerine ağırlık verir. Müzikte ise melodram, müzik eşliğinde okunan dizeler anlamına gelir.
Tiyatro oyunu olarak melodramın genellikle Fransa'da, Jean Jacques-Rousseau'nun ilk kez 1770'te sahnelenen Pygmalion'unun(1762) etkisiyle doğduğu ve o dönemin politik ve toplumsal bakımdan altüst olmuş İngiliz gotik romanıyla Alman coşkunluk akımı ve romantizminin etkisine açık ortamında yayıldığı kabul edilir. Müziği ve sahne efektleriyle 18. yüzyıl melodramının öncüsü ve baş temsilcisi Guilbert de Pixerecourt idi.


Bir başka seçkin melodram yazarı da Menschenhass und Reue'siyle (1789-90 kin ve Pişmanlık) Alman von Kotzebue’ydi. Sheridan'ın Pizarosu da aslında kotzebuenin bir oyunundan uyarlanmıştır.19.yy. başlarında melodram bütün Avrupa tiyatrosuna yayıldı. Rusya'da, insanların dikkatini ciddi sorunlardan çeldiği için hükümet tarafından iyi karşılanıyordu.
19. yüzyılda müzik ve şarkı yavaş yavaş melodramın bünyesinden çıktı. Yeni teknik gelişmeler doğrultusunda kar fırtınaları, gemilerin batışı, savaşlar, tren yangınlar ve depremler gibi gerçekçiliğe yönelik sahne efektlerine ağırlık verildi. Yarım yamalak ve duygusal bir biçimde de olsa, melodramlardaki gerçekçi sahne düzenleri ve değinilen toplumsal kötülükler, doğalcılığa yönelik tiyatronun yolunu açtı.
20. yüzyıl başlarında, tiyatroda gerileyen melodram, sinemada sesli filme, geçilmesine değin serüven dizilerinin en değerli temasını oluşturdu. Günümüzde de televizyon dizilerinin önemli bir bölümünde melodram öğeleri bol bol kullanılmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...