Misak-ı Millî

Meclis Mebusan'da kabul edilen Misak-ı Millî

(28 Ocak 1920)


"Birinci Madde

Osmanlı Devleti'nin yalnızca Arap çoğunluğuyla meskûn olup, 30 Teşrinievvel 1918 tarihli Mütareke'nin yapıldığı sırada muhasım orduların işgali altında kalan kısımlarının mukadderatı, ahalisinin serbestçe beyan edecekleri oylara göre tayin edilmek lazım geleceğinden, belirtilen Mütareke hattı dahil ve haricinde[1] dinen, irfanen, emelen birleşmiş ve yekdiğerine karşılıklı hürmet ve fedakârlık hissiyatıyla dolu ve ırki ve toplumsal hakları ile çevre şartlarına tamamıyla riayetkâr Osmanlı İslam çoğunluğuyla meskûn bulunan kısımlarının tamamı hakikaten veya hükmen hiçbir ayrılma kabul etmez bir bütündür.

İkinci Madde

Ahalisi ilk serbest kaldıkları zamanda genel oylarıyla anavatana iltihak etmiş olan Elviyei Selase için icap ederse tekrar serbestçe genel oya müracaat edilmesini kabul ederiz.

Üçüncü Madde

Türkiye barışına bağlanan Batı Trakya hukuki vaziyetinin tespiti de, sakinlerinin tam bir hürriyetle beyan edecekleri oylara tabi olarak vaki olmalıdır.

Dördüncü madde

İslam hilafetinin merkezi ve saltanatın payitahtı ve Osmanlı hükûmet merkezi olan İstanbul şehri ile Marmara Denizi'nin emniyeti her türlü halelden masun olmalıdır.

Bu esas saklı kalmak şartıyla Akdeniz ve Karadeniz Boğazları'nın dünya ticaretine ve nakliyatına açılması hakkında, bizimle diğer bütün alakadar devletlerin birlikte verecekleri karar geçerlidir.

Beşinci Madde

İtilaf devletleri ile muhasımları ve bazı ortakları arasında kararlaştırılan sözleşme esasları dairesinde azınlıkların hakları, civar memleketlerdeki Müslüman ahalinin de aynı hukuktan istifade etmeleri güvencesiyle, tarafımızdan teyit ve temin edilecektir.

Altıncı Madde

Milli ve iktisadi gelişmelerimiz imkân dairesine girmek ve daha asri bir muntazam idare şeklinde işleri yürütmeye muvaffak olabilmek için, her devlet gibi bizim de gelişme vasıtalarımızın temininde tam bağımsızlık ve serbestiye mazhar olmamız, hayat ve bekamızın esas temelidir.

Bu sebeple siyasi, milli, adli, mali ve diğer gelişmelerimizi engelleyici kayıtlara muhalifiz.

Tahakkuk edecek borçlarımızın ödenme şartları da bu esaslarar aykırı olmayacaktır.

28 Kânınusani 1336

Erzurum Mebusu Celâlettin Ârif

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...