Kirene Okulu

 Felsefeye bir bakış

24. Bölüm Kirene Okulu

Yazan: Onur Çoban

Haz…

 

Önceki bölümlerde anlatıldığı gibi felsefe tarihinin en önemli isimlerinden olan Sokrates, kendisinden sonra gelen düşünce akımlarını derinden etkilemiştir. Trajik ölümüyle de öğrencileri üzerinde kalıcı bir etki yaratmıştır. Sokrates’in doğrudan etkilediği öğrencilerinin felsefe okullarına genel olarak Sokratik veya Sokratesçi Okullar olarak isim verilir. Sokrates’in en önemli öğrencisi olan Platon ve onun da öğrencisi Aristoteles’e Büyük Sokratesçiler denir. Felsefe tarihinde görece daha az etkili olan Megara Okulu, Elis Eretria Okulu, Kirene Okulu ve Kinik Okuluna ise Küçük Sokratesçi Okullar ismi verilir.

 

Kirene (Kyrene) Okulu, Sokrates’in öğrencisi olan Aristippos (Aristippus) tarafından Afrika’nın kuzeyinde bulunan Yunan Kolonisi Kirene şehrinde kurulmuştur. Bu nedenle Aristippos’un izinden giden filozoflar Kirene Okulu içinde değerlendirilir.

 


Aristippos, İ.Ö. 435-356 yılları arasında yaşamıştır. Sokrates’in şöhretini duyup Atina’ya gelmiş ve onun öğrencisi olmuştur. Sokrates’in ölümünden sonra ise Sicilya’da bulunan Sirakuza kentine gelmiş ve burada kral 1. ve 2. Dionysios’ların himayesinde kalmıştır. En sonunda doğduğu Kirene’ye dönmüş ve burada okulunu kurmuştur.

 

Aristippos, Sokrates’e karşı bir bağlılığı olsa da aynı zamanda Sofistlerin de görüşlerini benimsemişti. Onun ortaya atmış olduğu felsefeye Hazcılık veya Hedonizm adı verilir. Onun hazlara verdiği bu önem felsefe tarihi boyunca da etkisini sürdürmüştür. Helenistik Felsefenin önemli akımlarından Epikurosçuluk ve onun kurucusu Epikuros (Epikür) bu hazcılığı daha da geliştirmiştir. Yüzyıllar sonra ise Jeremy Bentham ve John Stuart Mill tarafından ortaya konulan Yararcılık / Faydacılık (Utilitarianism / Utilitaryanizm) ve kısmen de benzer kavramları taşıyan William James, Charles Sanders Peirce ve John Dewey’in öncülüğünü yaptığı Amerikan Pragmatizmin kökenlerini burada bulmak mümkündür. Ayrıca sosyolojide de İşlevselcilik (Fonksiyonalizm) olarak hazcılık kendini gösterir.

 

Aristippos’un ortaya koyduğu argümanların çoğu, diğer Kireneliler tarafından da benimsenmiştir. Aristippos, hocası Sokrates gibi “iyi nedir?” sorusunun cevabını aramaktaydı. Daha önceki bölümlerde anlatıldığı gibi Sokrates için iyi olan mutluluktu. Bu mutluluğa ulaşmak için erdemli olmak gerekirdi. Erdemli olabilmenin en önemli koşulu ise bilgili olmaktı. Oysa Aristippos, iyi olanı haz (Hedone) olarak görür. İnsan doğduğundan beri zevk aldığı şeylerin peşinde koşar. Ona zevk veren hazlar yaşamın en önemli nedenidir. Haz duyabildiğimiz zaman gerçek anlamda mutlu oluruz. İşte Aristippos’ta bundan yola çıkarak, hazların önemini vurgulamıştır.

 

İnsanlar için temel iki duygu vardır. Biri haz diğeri ise acıdır. Hazlara ulaşmak isterken acıdan da kaçma eğiliminde oluruz. Aslında hem haz hem de acı birer uyarımdır. Ancak haz daha yumuşakken, acı daha serttir. Bu nedenle acıdan uzak durmak isteriz. Hazın yokluğu acı, acının yokluğu haz değildir. Bu durumlar sadece ara durumlardır.onurcoban

 

Haz sadece haz olduğu için tercih edilir. Hazlar arasında daha değerli olan diye bir şey yoktur. Tüm hazlar eşittir. Cinsellik, yemek yemek gibi bedensel zevklerle haz yaratır. Aynı şekilde yurdunun refahı da ruhumuzda bir haz yaratabilir. Hazzın ne olduğunun bir önemi yoktur. Önemli olan haz duymaktır.

 


Kyreneliler için bedensel olan haz ve acılar, ruhsal olan haz ve acılardan daha şiddetlidir. Bize duygusal, ruhsal yönden haz yaşatan şeyler iyi olsa da, bedensel hazlarımız her zaman daha ön plandadır. Bu nedenle Kireneliler bedensel hazları daha çok vurgulamışlardır.

 

İnsanın amacı anlık hazlar olmalıdır. Mutluluk ise bu hazların toplamıdır. Hem gelecekteki hem de geçmişteki hazlar, mutluluğu oluşturur. Ancak hazlar salt haz oldukları için iyidir. Mutluluk ise aslında haz olduğu için... Bu hazzı, mutluluğun üstüne koyan bir düşüncedir. Ancak hazları mutluluk yaratacak diye üst üste koymak akılcı değildir. Bu haz yığını sadece yorgunluk yaratacak ve hazların etkisini kaybetmesine neden olabilecektir. Bu nedenle uzun süreli düşünmemeli anlık hazlara önem verilmelidir. Bir kişi hayatı boyunca bir kez bile anlık haz yaşasa, bu iyi bir şeydir.

 

Kireneliler, hazza verdikleri önem nedeniyle oldukça eleştirildiler. Onların hazza ulaşmak için var olan birçok etik kavramı çiğnemeyi göze almaları tartışmalara nedenonurcoban.com olmuştur. Ancak Aristippos ve ardılları hazcılık yaparken aklıselim olmanın da önemini vurgularlar. Onlar için bilge olmak önemlidir. Ama şu unutulmamalıdır. Bilge bir insanın kıskançlık, kin gibi duyguları taşıması beklenmez ama bilge biri haz da duyar, acı da çeker.

 

Hazların nasıl oluştuğu Kireneliler için önemli değildir. Uygunsuz bir biçimde de olsa önemli olan hazza ulaşmaktır. Onlar için meşru ya da uygusuz haz diye bir şey yoktur. Onlar için doğal olan iyidir. Din, devlet, ahlak kuralları tamamen insanların oluşturduğu şeylerdir. Teorik olarak bu düşünce başlarda mantıklı gelse de toplum yaşamında bir takım sorunları da beraberinde getirir. Eğer haz yaratıyorsa hırsızlık, cinayet gibi toplum tarafından olumsuz olarak değerlendirilen davranışların yapılmasının önü açılabilir. Kireneliler, toplumsal kısıtlayıcı kuralları da yadırgarlar. Bir kısmı açıkça demese de bir kısmı hazza ulaşmak için her şeyin yapılabileceğini kabul ederler. Hazcılığa yapılan en büyük eleştirilerin nedeni budur. Bu düşünce de ileride, önceden belirttiğimiz isimler tarafından daha gerçekçi temellere oturtulmaya çalışılacaktır.

 

Bir başka Sokratesçi okul Kinikler dünya nimetlerinden tamamen kendini çekmeyi savunurken, Kirene Okulu dünya nimetlerinden tamamen faydalanmayı savunur. Bu anlamda karşıt iki akım haline gelmişlerdir. Ancak Kinikler gibi tek bir devlete tek bir yasaya bağlı kalmanın anlamsızlığını kabul ederler. Kinikler gibi onlarda “dünya vatandaşlığı” kavramına sıcak bakarlar.

 

Aristippos ile ilgili birçok anekdot anlatılır. Örneğin, Kral Dionysios hem ona hem de Platon’a ne istediklerini sorar. Platon, kitap alırken, Aristippos para alır. Bunun nedenini soranlara “Benim paraya, Platon’un kitaba gereksinimi var” der. Bir başkasında ise; Dionysios ona “Neden filozoflar zenginlerin kapısına geliyor da, zenginler filozofların kapısına gitmiyor” diye sorunca “Çünkü filozoflar, kendilerine neyin olmadığını bilirler, öbürleri ise bilmez” diye cevap verir. Bir gün bir gemi yolculuğunda, korsanların yaklaştığını görünce parasını denize atar. Ardından ekler “Aristippos bu para yüzünden ortadan kalkacağına, bu para Aristippos için ortadan kalksın.”

 

Kirene Okulunun diğer üyeleri şunlardır:

 

Aristippos’un kızı Arete, babasından sonra okulun idaresini eline alır. Ardından oğlu Genç Aristippos’a bu felsefeyi öğretmiştir. Genç Aristippos’a bu nedenle “annesinin yetiştirmesi” anlamındaki metrodidaktos lakabı verilmiştir.

 

Genç Aristippos’un öğrencisi Theodorus, önceleri Tanrıtanımaz /ateist, daha sonraları ise Tanrı ismiyle bilinir. Theodorus’un birçok görüşü ileride Epikuros’u etkilemiştir. Tanrıları yok saymış, zina, hırsızlık gibi şeylerin ayıplanmasının suni olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle bunların doğada ayıp olmadığını belirtir. Hazza ulaşmak için meşruluk aranmamasını savunan en önemli isimlerden biridir.

 

Bir diğer önemli isim ise İskenderiye de dersler veren Hegesias’tır. Kinizm de içeren düşünceleri giderek daha da radikalleşmiştir. Hegesias ve onu takip edenlere göre mutluluk olanaksızdır. Çünkü yaşam boyunca hem beden hem de ruh sürekli acı çeker. Bu durumda yaşam gibi ölümde istenebilecek bir şeydir. İnsan yaşamında acıdan kurtulamıyorsa ölümü seçebilir. Bu düşünceleri ile insanları ölüme ikna etmiş ve birçok öğrencisi intihar etmiştir. Bu nedenle kendisine peisithanatos yani ölüme ikna eden ismi verilmiştir. Bu olumsuz etkili duruşu nedeniyle Mısır hükümdarı Ptolemaios İskenderiye’de ders vermesini yasaklamıştır. Bazı görüşlere göre de sürgün edilmiştir. Hegesias olumsuz felsefe anlayışının en önemli kişilerinden biri olarak tarihe geçmiştir.

 

Aristippos’un öğrencisi Kireneli Antipatros (Antiparter, Cicero’nun belirttiğine göre kördü), Antipatros’un öğrencisi Kireneli Epitimedes, Paraibates ve Annikeris gibi filozoflar Kirene Okulu’nun diğer temsilcileridir.  Özellikle Annikeris, Theodorus ve Hegesias’la birlikte Kirene Okulunun en önemli üç kolunu oluşturmuştur.

    Bu okuldan bir süre sonra Epikuros, hazcılığı atomculuk ile birleştirerek önemli bir felsefi geleneği başlatmıştır. Onun için dengeli bir yaşam haz duymak için olmazsa olmazdır. Sadece haz veriyor diye durmadan yemek yemek anlamsızdır. Bilge bir kişi için sadece bir ekmek ve su haz duymaya yetecektir. Görüldüğü gibi hazcılığı daha sakin bir ruh haline getiren Epikuros ile Kirene Okulu arasında farklar bulunmaktadır.

 Yazının diğer bölümleri için tıklayınızFelsefeye bir bakış-Giriş-


Onur Çoban


.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...