Gnostisizm

 Felsefeye bir bakış

38.Bölüm: Gnostisizm

Yazan: Onur Çoban

Hristiyan Felsefesine Farklı Bir Bakış

           

Hristiyanlığın ortaya çıkmasıyla bu dine teolojik ve felsefi açıdan farklı görüşlerin olması tarih boyunca gözükmüştür. Ancak bunların içerisinde en ilginçlerinden biri Gnostisizm’dir. 

 

Gnostisizm, Hristiyanlığın ilk döneminde ortaya çıkmış yarı dinsel yarı felsefi bir akımdır. Gnostisizm’in içerisi de antik Yunan Felsefesi olduğu kadar Yunan Mitolojisinden de öğeler bulunur. Bu açıdan eski ve yeni dünyanın bir sentezi veya yeni bir dünyaya geçiş yolu olarak da kabul edilebilir. Ayrıca kökeninde Hermetizm gibi mistik öğretiler ve Pythagoras gibi gizemci filozoflar da vardır.

 


Gnostikler, kendilerini Hristiyan olarak kabul derler. Ancak hem yaşadıkları dönemde hem de günümüzde ana akım kiliselerce herektik olarak görülür ve kabul edilmezler. Özellikle Yunan Kilise Babalarınca şiddetle eleştirilmişlerdir. Çoğu düşünürü Kilise tarafından aforoz edilmiştir.

 

Gnostikler tek bir ortak düşünceyi savunan kişiler değildir. Bazı farklı görüşleri içeren ancak temelde ortak noktaları olan din/felsefe görüşlerinin genel bir adıdır. Bu açıdan en ünlü Gnostisizm önderleri Valentin (Valentinus), Markion, Marcus Basilide, Theodotus gibi isimlerdir. Ayrıca Karpokrates, Yeni Ahit’de geçen ve vaftiz yetkisini satın almak isteyen Simon Magus, Bardesanes gibi isimlerdir. Özellikle Valentin (Aziz Valantin’le karıştırılmaması gerekir) bu görünüşün önemli bir ismidir. Ayrıca Yunan Kilise babalarından Tatianus’un da başlangıçta Gnostisizme sıcak baktığı ve zamanlar Valentin ’in düşüncelerine dahil olduğu önemlidir.www.onurcoban.com

 

Gnostik kelime olarak bilgi anlamına gelir. Ancak bu bilgi gizli (ezoterik) bir bilgidir. Sezgi yoluyla ulaşılabilir. Bu açıdan Mistik bir felsefedir.

 

Farklı görüşler olsa da genellikle Gnostisizm düşünceleri şunlardır;

 

Gnostikler Hz. İsa’yı ve İncil’i kabul ederler. Ancak onların oluşturduğu kutsal kitap kononlarında Eski Ahit yer almaz. Tevrat ve Yahudilik onlar için Hristiyanlığın öncülü değildir. Hristiyan düşüncesine göre Tanrı; Hz. Adem, Hz Nuh, Hz İbrahim, Hz Yusuf gibi peygamberler aracılığıyla defalarca Yahudileri uyarmış, Hz Musa aracılığıylawww.onurcoban.com Tevrat göndermiş, Hz Davut, Hz Süleyman gibi kral/peygamberlerle de bu süreç devam etmiştir. Yahudilerinde temel görüşleri olan bu düşünceden farklı olarak Hristiyanlar Eski Ahit’in çeşitli kitaplarında geleceği “müjdelenen” mesihin Hz İsa olduğunu ve onun düşünceleri eski düşünlerle nihayete ereceğini savunur.

 

Gnostisizm için ise bu hatalıdır. Onlar geçmişte yaşananları kabul ederler. Eski Ahit’te yaşananlar hayal ürünü değildir. Ancak temelde bir hata vardır. Burada anlatılan Tanrı, sonsuz iyi bir Tanrı değildir. Gerçekten de Eski Ahit incelendiğinde zaman zaman tereddütte düşen, zaman zaman her şeye vakıf olmayan, zaman zaman yorulma gibi insani özellikler gösteren bir Tanrı’dan söz edilir. İslam’a göre bu durum Tevrat’ın bozulmuş olmasını gösterirken Yahudiler ve Hristiyanlar için bir sorun yaratmaz. Oysa Gnostisizm için burada temel bir sorun vardır.

 

Gnostikler, Eski Ahit’te anlatılan Tanrı’nın her şeye gücü yeten, en üstte bulunan Tanrı olmadığını savunur. Ona göre bu mevcut Tanrı, evreni yoktan yaratmamış, var olan madde ile adeta bir mimar gibi evrene şekil vermiştir. Bunu yaparken de evrenin tüm kusurlarından sorumlu olmuştur. Bu mimar Tanrı düşüncesi Platon’un Demiurgos adlı Tanrısına da benzer ki çoğu Gnostik bu ismi kullanır. Demiurgos ’un kendisi bile asıl Tanrı olmadığını bilmemektedir. O da kendisini tek ve üstün Tanrı zanneder. Oysa Yeni Ahit’te asıl ve gerçek Tanrı kendisini göstermiştir. “Yabancı Tanrı” veya gerçek Tanrı olarak isimlendirilen bu Tanrı evreni yoktan var eden mutlak iyi olan yaratıcıdır. Hz İsa’da bu gerçeği anlatan ve insanlar için kendini feda eden Tanrının bedenleşmiş halidir.

 

Demiurgos, Eski Ahit’te sürekli tek Tanrı olduğunu söyler. Bunun nedeni bilgisizliğidir. Dünyayı kurtaracak olan ise gerçeği dünyaya duyuran İsa’dır. Roma Kilisesi gibi burada İsa’nın Tanrı olduğunu kabul ederler (en azından çoğu). Özünde çoğu düşünceleri Kilise ile uyumlu olsa da geçmiş ile temel bir ayrılık bulunur.

 

Basilide’nin savunduğu görüş bu durumu daha da ayrıntılanır. Adeta mitolojik bir hiyerarşi sunar. Tanrı önce kutsal varlıkları yaratmıştır. Ardından Büyük Arkhon’u… Onun oğlu olan Ogdoade’den Nous, Logos, Bilgelik ve kuvve doğacak, bu soy devam edecektir. Valentin’de buna benzer bir kozmogoni sunar. Baba yaratılmamış asıl olandır.           O erildir. Onun karşısında ise dişil sessizlik vardır. İkisinden Nous (akıl) ve Doğruluk doğar. Bu süreç İsa’ya kadar sürer.

 

Gnostisizm Ortadoğu’dan Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada uzun bir süre etkin olmuştur. Örneğin Sinop doğumlu olan Markion 144 yılında Roma’da bir tarikatı bulunmaktadır. Aynı şekilde en önemli Gnostisizm yanlısı olarak görülen Valentin’de hem İskenderiye’de hem de Roma’da dersler verir. İskenderiye o zamanlar adeta felsefenin başkentidir. Orta Platoncular olarak adlandırılan geç dönem Platonculuk ve ileride ortaya çıkacak olan YeniPlatonculuk burada aktif durumdadır. Stoacılığın etkisi de Roma İmparatorluğu nedeniyle aktiftir. Daha fazla olarak Kuşkucu Septikler daha az olarak da Epikurosçular bu dönemde felsefe yapmaktadırlar.

 

Yeni Platoncular özellikle Plotinos, Gnostisizme karşı çıkmıştır. Enneadlar adlı ünlü kitabının bir bölümünü bu eleştiriye ayırır. Plotinos sudur düşüncesi ile Tanrıda taşan bir evren modeli seçerken, bu dünyanın bilgisiz bir Demiurgos un ürünü olduğunu kabul eden Gnostikleri kabul edilemez. Özellikle Gnostikler gizil bilginin varlığını yüceltmeleri on göre hatalıdır. Gnostisizm Platon’dan bile eski gizli bilgilere göre yaşamınonurcoban.com şekillenmesi gerektiği savunur. Bu açıdan gizemci bir ezoterik anlayış olan ve kendisinden birkaç yüzyıl sonra ortaya çıkacak olan Occultism (Okültizm) anlayışına da benzerlik gösterir.

 

Gnostisizme, Stoacılığın baskın olduğu ve Hristiyanlığın Roma baskısına uğradığı bir dönemde etkin olmuştur. Bu baskı döneminde Yunan Kilise babaları, İskenderiye okulundan Klement ve Origenes, Latin KiliseBabaları bu yeni dinin savunuculuğunu yaparken, Ariusçuluk gibi kiliselerce kabul edilmeyen farklı görüşlerle uğraşmışlardır. Hem tüm bu isimler hem de Yeni Platoncular bir yandan da Gnostisizme karşı çıkmışlardır. Ancak tüm bu dinsel etkinlikte felsefe yok sayılmaz. Birçok kilise görevlisi ve Gnostikler hem dini hem de felsefeyi uyum içinde sokmaya çabalarken, Örneğin Yunan Kilse babası Tertullianus hem Gnostiklere hem de felsefeye tümden karşı çıkar.

 

Patristik Felsefenin en önemli ismi olan Augustinus’un zamanında en çok uğraştığı –kendisinin de bir zamanlar içinde bulunduğu- Manicilik ’de Gnostikler gibi Hristiyan, Pagan, felsefe ve mitolojinin bir sentezi gibidir. Önemli Kilise doktorlarından İrinaios da Gnostiklere en çok karşı çıkan isimlerden biri olmuştur.

 

Hristiyanlığın ortaçağ boyunca güçlenmesi ile bu düşünce geleneği etkisini kaybetmeye başlar. Özellikle birçok Gnostik metin Kilisece yok edilir. Bu nedenle yüzyıllarca bu düşünce ile ayrıntılı bilgi adeta kaybolur. Ancak 1948 yılında Mısır’da bulunan Gnostik metinlerle bu durum değişir. Tesadüfen bulunan Nag Hammadi metinleri olarak geçen bu metinlerin en ünlüleri Tomas İncili, Hakikat İncili, Mısırlılar İncili gibi metinlerdir.

 

    Manicilik etkisi ile ilerleyen yüzyıllarda etkin olan bu düşünce günümüzde Sabiilik veya Mandeizm (Mandaeizm) olarak isimlendirilen dinin kökeni olarak da görenler vardır. İslam Felsefesi olarak isimlendirilen dönemde de bu düşünce tartışılmış ancak zamanla etkisini kaybetmiştir. Ayrıca tarih boyunca var olan Fransa’da etkin olan Katarcılık (Katharizm), Balkanlar’da etkin olan Bogomilizm ve Borboritler gibi dinsel akımların da Gnostik kökenli olduğu varsayılır. Yine Hristiyanlığın oldukça uğraştığı Pavlusçuluk, Nikolacılar, Simonians gibi akımlarda kökeninde buralardan izler vardır. Psikolojinin önemli isimlerinden Carl Gustav Jung’da Gnostizm ile ilgilenmiştir.

Yazının diğer bölümleri için tıklayınızFelsefeye bir bakış-Giriş-


Onur Çoban


. Felsefe tarihinin diğer bölümleri için;

Felsefeye bir bakış-Giriş-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...